15 Aralık 2007 Cumartesi

Enver Paşa

GENÇ bir subay düşünün. Harp Okulu `nu bitirdikten sonra tayin edildiği Manastır `da Rum ve Arnavut çetelerle çarpışıyor. Aynı dönemde İttihat ve Terakki Cemiyeti `ne katılıyor, Sultan Abdülhamid `i Meşrutiyet`i ikinci kez ilana zorlamak için arkadaşlarıyla birlikte dağa çıkıyor. Enver Bey ve arkadaşları, dağları köylü kıyafetiyle dolaşmakta; Enver Bey , ateşli konuşmalarla halkı ayaklanmaya çağırmaktadır. Enver Bey ile birlikte yüzlerce ihtilalci subay Makedonya dağlarındadır ve ok yaydan çıkmıştır artık. Köprülü `den Tikveş`e gelen Binbaşı Enver Bey , padişahın meşrutiyeti kabul ve ilan ettiğini orada öğrenir. Tarih, 24 Temmuz 1908`dir. Trenle Selanik `e hareket eder. Gevgili istasyonunda halkın sevgi gösterileri karşısında dayanamayarak ağlayacaktır. Artık Hürriyet Kahramanıdır o. 1908`de Berlin `e ataşe olarak gider. Libya `yı işgal eden İtalyanlar ile çarpışır. Cesareti ve pratik zekası her soruna çözüm bulmaktadır. Bingazi `de cephe komutanıyken, İstanbul ve Kahire `den gelen para yetmeyince kağıt para çıkarır. Bu para tutacak ve savaş sonuna kadar da itibarını yitirmeyecektir. Balkan Savaşı `nın patlak vermesi üzerine İstanbul `a döner Enver Bey . Savaş, onbeş gün içinde kaybedilir. Rumeli toprakları artık Osmanlılar `ın değildir. 1 Aralık 1912`de mütareke imzalanır. Osmanlı Devleti , 16-17 Aralık `ta Londra `da toplanan konferansta, çok ağır şartları kabule zorlanacaktır. Gelibolu hariç, Rumeli toprakları terk edilir. Ege Adaları ve Girit kaybedilir. Edirne , Tekirdağ , Çorlu , Babaeski ve Kırklareli Bulgarlar `a bırakılır. İttihatçılar için hükümeti devirmekten başka çare kalmamıştır. Bu görevi üstlenen Binbaşı Enver Bey , sadrazamın odasına girer. Seksen yaşındaki Kamil Paşa `ya istifanızı yazın der. Ve sadrazamlığa Mahmut Şevket Paşa `yı getirir. Bir sadrazamı devirecek ve yerine bir başkasını getirecek kadar güçlüdür artık. Osmanlı `da moda MERDİVEN basamaklarını yıldırım hızıyla çıkmaya başlamıştır Enver Bey . Önce albay olur. Ondokuz gün sonra paşa ve Harbiye Nazırı `dır. Beş gün sonra Genelkurmay Başkanlığı `nı da üstlenir. Hedefi ülkede tek söz sahibi, tek otorite olmaktır. Nihai hedef ise Timurlenk ya da Cengiz Han gibi cihangirliktir. Avrupalılar Osmanlı Devleti `ne Enverland demeye başlamışlardır. Osmanlı aydınları ve subayları arasında Enveriye Bıyığı ve Enveriye Kalpağı moda olmuştur. Enver Paşa başta olmak üzere, İttihat ve Terakki `nin önderleri Talat ve Cemal Paşalar , Osmanlı İmparatorluğu `nu Birinci Dünya Savaşı `ndan uzak tutamazlar mıydı? Hayır. Balkanlar `da parlayan bir kıvılcımla çıktığı sanılan o savaş, aslında, soluk almakta bile güçlük çekecek kadar hasta olan Osmanlı Devleti `ni haritadan tümüyle silmek için çıkartılmıştı. Osmanlı Devleti , adeta kaderi olan Birinci Dünya Savaşı `nın dışında kalamaz, o savaştan kaçamazdı. Enver Paşa ve arkadaşlarının tek hatası, o tarihte çok büyük askeri güce sahip olan Almanya `nın savaşı kısa sürede bitireceğini sanmaları olmuştur. Enver Paşa gibi büyük bir Türk milliyetçisine hain demek, olsa olsa bir Marksist kolaycılığıdır. Turan Devleti ENVER , Talat ve Cemal Paşalar , Birinci Dünya Savaşı `nın kaybedilmesi üzerine 1 Kasım 1918`de Almanya `ya gittiler. Enver Paşa `nın işi ve idealleri bitmemişti. Sahte kimlikle Rusya `ya girmek isterken iki kez yakalanıp tutuklanmasına rağmen, üçüncüsünde Moskova `ya ulaşmayı başardı. Oradan Buhara `ya gitti ve Ruslar `a karşı savaşmakta olan Özbekler `i örgütlemeye başladı. Amacı, Büyük Turan İmparatorluğu idealini hayata geçirmekti. Otuz bin kişilik bir ordu toplamayı başarmış ve kendini Turan Orduları Başkomutanı ilan etmişti. 4 Ağustos 1922 sabahı Ruslar `ın baskınına uğradı. Cegan Tepesi `nde Ruslar `la göğüs göğse çarpışırken şehit düştü. Büyük bir törenle Abiderya Köyü`ne defnedildi. 41 yaşında şehit olan ve mezarı evliya türbesi haline getirilen Enver Paşa `nın kemikleri, şehit düşmesinin 74. yıldönümünde Türkiye `ye getirildi ve 5 Ağustos 1996`da yapılan devlet töreniyle Hürriyet -i Ebediye Tepesi `ndeki anıtmezara yerleştirildi. Büyük Türk milliyetçisi Enver Paşa `yı şahadetinin 82. yıldönümünde biz kez daha saygı ve rahmetle anıyoruz.