15 Aralık 2007 Cumartesi

Kimi başbakan yapalım?

Enver Paşa, daha İttihat Terakki iktidarı ele geçirmeden Osmanlı coğrafyasının en güçlü siyasal kişiliği haline gelmişti. Sadrazam tayin etti, kabine kurdu ve prenses Emine Hanım`la evlendi...

Nihayet olanca şaşaasıyla Tayyip Erdoğan dönemi başladı. Her şey onun işaretine endeksli, her yorum onun sözü, tavrı hatta mimiklerine dayalı. İster genel başkan olsun ister olmasın, ister başbakanlık koltuğunda otursun ister oturmasın `mühürün` onda olduğu biliniyor. Bu ilk kez yaşanan bir durum değil. İmparatorluğun son döneminde İttihat Terakki iktidarında da benzer bir tablo yaşandı. Daha resmen partileşmemişken bile siyasette ağırlığını hissettiren `cemiyet`in fiili lideri `meşrutiyetin banisi kahraman -ı hürriyet` Enver `di. Kabineleri kendisi kurmadı ama onları dışardan kontrol etti. Yıldızı İttihat Terakki adına devlete meydan okuduğu ünlü Babıali baskınında parladı Enver `in. Balkan Harbi ülkeyi perişan etmiş, iktidar kabullenmek zorunda kaldığı büyük toprak kaybı yüzünden itibardan düşmüştü. O yüzden Enver `in ve arkadaşlarının isyanı alkışlarla karşılandı. Baskında Harbiye Nazırı Nazım Paşa , Enver `in yanındaki çeteciler tarafından vuruldu; sadrazam Kamil Paşa `ya da Enver , `cihet-i askeriyeden gelen istek üzerine` kaydıyla istifasını yazdırdı. Enver bu dilekçenin başına, silah zoruyla, `Ahaliden ve...` ibaresini de ekletti. Daha sonra caddeye çıkıp topanan ahaliye elindeki istifa mektubunu sallayan Enver : `Şimdi saraya gidip Zatı şahane`yi göreceğim ve Mahmut Şevket Paşa `nın ya da İzzet Paşa `nın sadarete getirilmesini millet namına isteyeceğim` dedi. Edirne fatihi 1913 Mayıs`ının son günü hükümetin imzaladığı `barış anlaşmasıyla` bütün Rumeli Balkan devletlerine terk ediliyor, Midye-Enez hattının sınır kabul edilmesiyle Edirne de elden çıkmış oluyordu. Osmanlı `nın bu ikinci başkentinin kaybının İstanbul `da nasıl bir şoka sebep olduğunu uzun uzadıya anlatmak gereksiz. İttihat Terakki `yi Babıali `nin kapısına dayayan bu infialdi. Ve Enver ilk işlerinin Edirne `yi kurtarmak olduğunu söylüyordu. Neticede `cemiyet` iktidarı kontrol ettiği dört ay boyunca, yani Londra Barış Anlaşması `na kadar bu konuda parmağını oynatmadı. Bu arada Sadrazam Mahmut Şevket Paşa da suikast sonucu hayatını kaybetti. İttihat Terakki de bunu fırsat bilip `Şüpheliler Kanunu ` diye anılan bir yasal düzenlemeyle kendisine muhalif bütün memurları görevlerinden azletti. Sultan Reşat İttihat Terakki `nin Said Halim Paşa `yı sadarete getirmek için yaptığı baskıya birkaç gün direnip mühürü önce eski sadrazamlardan Viyana Büyükelçisi Hilmi Paşa `ya vermeyi denedi, Said Paşa `yı Sadaret Kaymakamı (Başbakanvekili ) olarak atadı. Ama kaybedecek vakit olmadığı gerekçesiyle buna itiraz eden Enver `in ısrarı karşısında pes edip Said Halim Paşa `yı görevlendirdi. Bu sırada Bulgaristan `ın dört devletle birden harbetmekle meşgul olduğu için Edirne `yi boşaltmasını fırsat bilen Enver , askeri cebri yürüyüşle şehre sokup şehri geri aldı; ardından da `Edirne Fatihi ` ilan edildi ve o hava içinde Sultan Mecid `in oğlu şehzade Süleyman Efendi `nin kızı Emine Naciye Sultan `la evlendi, paşalığa terfi ettirilip Harbiye Nazırı sıfatıyla kabineye girdi. Tek hakim Enver Paşa , İttihat Terakki iktidarına son noktanın konulduğu Mondros Mütarekesi `ne kadar kurulmuş kabinelerde Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili sıfatıyla bulundu. Ama gerek Said Halim Paşa `nın gerekse cemiyetin lider kadrosu içinde yer alan Talat Paşa `nın (Osmanlı sistemindeki sivil paşalık imkanı dolayısıyla posta memuru iken cemiyetin iktidara gelmesi üzerine paşa unvanını almıştı Talat ) kurduğu hükümetlerin gerçek başkanı Enver Paşa oldu. Sadrazamlar dahil kimse ona danışmadan karar alamadı. Kimseye haber vermeden Almanya `ya askeri ittifak sözü verdi ve Türkiye `yi 1. Dünya Savaşı `na tek başına soktu. Paşa sadece hükümete ve partisine hakim değil; saltanat makamını da kuşatmıştı. Sultan Reşad `a ölüm döşeğindeyken, `Sonradan bize lazım olur, veliahtla aramız iyi değil` diyerek boş kararnameler bile imzalattı. Osmanlı İmparatorluğu -Almanya ittifakı sırasında Berlin Paşa`nın hakimiyetinden öylesine emin ve hoşnuttu ki, Türkiye `ye askeri yardım taşıyan vagonların üzerine, `Enverland ` yazıldığı rivayet edilir. Hayatı boyunca oturmadığı makamların yetkisini kullanagelmiş Enver Paşa , Mondros Mütarekesi `nden sonra Sait Halim , Talat ve Cemal Paşa gibi yurtdışına kaçtı. Almanya üzerinden Rusya `ya gidip Sovyet yöneticileriyle Kafkas Müslümanlarını devrime kazandırma görüşmeleri yapan ama bu amaçla bölgeye gidince Türkistan `ın istiklal mücadelesini başlatmaya karar veren Enver Paşa bir yandan da Anadolu `daki İstiklal Harbi `nin kazanılmasını takiben ülkeye dönme ümidi taşıyordu. `Tüm İslam Ordularının Başkumandanı, Halife `nin kayınbiraderi ve Paygamber`in temsilcisi` sıfatıyla Afgan Kralı Emanullah Han `a yazdığı mektup onun hayallerinin boyutu konusunda fikir vermeye kafi: `Rus idaresine son vererek, bizim gözetimimiz altında doğu İslam hükümetlerinin konfederasyonu gerçekleşebilir. Dünyada tek başına ayakta duracak ve Alman federasyonuna benzeyecek bu devlet kısa süre içinde ortaya çıkacaktır.`