Ağustos `un 5 paşası Eren Gündoğan `ın araştırması
Enver Paşa `nın siyasi ve askeri kariyeri hakkında değişik ve birbiriyle çelişen yorumlar yapılmıştır. 1908 ihtilalinde oynadığı rol, Trablusgarp Harb `indeki başarıları sebebiyle kamuoyunda büyük prestij kazanan Enver Bey `in aleyhine Mondros Mütearekesi`nin ardından bir kampanya başlatılmış, 1922 sonrasında ise yeni rejim Enver Paşa ve arkadaşlarını gereksiz yere l. Dünya Savaşı `na girilmesinden sorumlu tutmuş, mütareke dönemi faaliyetleride bir maceracı olarak yorumlanmıştır. Belirli dönemlerde leyhine ve aleyhine yoğun yayın yapılmalısı, Enver Paşa hakkında ojektif bir değerlendirilme yapılmasını güçleştiren temel sebep olmuştur. Yetiştirdiği dönemin Osmanlı zabitanı içinde kendini geliştiren Enver Paşa Makedonya `daki çete savaşlarında gösterdiği başarılarla sivrilmiştir. 1908 hareketinde öncü rolü onu halk kahramanı mertebesine getirdiği gibi İttihat ve Terakki Cemiyeti içindeki durumunu da güçlendirmiş, 1913 Babı -ali Baskınından itibaren gerek bu örgütün askeri kanadının gerekse Teşkilat -ı Mahsusa `nın lideri haline gelmiştir. Bu dönemde kendi kaleminden çıkan mektuplar, Enver Paşa `nın Fransızca ve Almancayı iyi düzeyde kullanabilen ve batı düşünürlerin kitaplarını okuyan bir kişi olduğunu göstermektedir. Enver Paşa `nın l. Dünya savaşına girilmesindeki sorumluğu ve rolü ise son dönemlerinde yayımlanan Alman ve Avusturya belgelerinden anlaşıldığına göre daha ziyade Goeben ve Bresleu zırhlılarının boğazlardan geçirilmesi ve Rus limanlarının bombardımanı emrinin verilmesi çevresinde şekillenmektedir. Onun Mütareke sırasındaki faaliyetleri ise özellikle son dönemlerde yayımlanan belgelerin ışığı altında şahsi girişimler olmaktan ziyade İttihat ve Terakki kadrosunun faaliyetleri olarak değerlendirilmelidir. Ancak Enver Paşa `nın maceracılık boyutlarına varan hareketleri konusunda yorumda bulunulurken içinde yaşadığı çağın da bir macera çağı olduğu hesaba katılmalıdır.
Nisan 1919`da Berlin `e gidip Babelsberg semtine yerleşti ve Almanya `da yeniden teşkilatlanmaya çalışan İttihat ve Terakki `nin faaliyetinde rol oynadı; ayrıca İngilizler `le de çeşitli pazarlıklarda bulundu, fakat bu alanda bir anlaşma sağlanamadı. Enver Paşa , Talat Paşa ile birlikte 1919 Ağustos ayı sonunda Bolşevik liderlerinden Kari Radek `i tutuklu bulunduğu hücresinde ziyaret etti. Radek , İttihat ve Terakki `nin bu iki liderini Moskova `ya davet etti. 10 Ekim 1919 tarihinde Mehmet Ali Sami takma adı ve Rusya `daki Türk Hilal -i Ahmer temsilcisi bir doktor kimliğiyle uçakla Berlin `den Moskova `ya hareket eden Enver Paşa , 13 Ekim `de Königsberg `e ve 15 Ekim `de Shiaulai`ye (Litvanya ) vardı
Enver Paşa için söylenebileceklerin başında onun duygusal ve aceleci kişiliği bulunur. Ama şu gerçeği de belirtmek gerekir: Enver Paşa yetkili olduğu andan itibaren kimilerini de küstürerek bir çok subayı emekliye ayırmış ve orduya genç ve dinamik bir ruh getirmiştir. Gerek siyasi hesaplaşmalar nedeniyle, gerekse yeniden teşkilatlanma çalışmaları amacıyla yapılan bu işlemde yaklaşık 2000 asker ordudan ayrılmıştı. Güçlü ordu teşkilatçısı Balkan harbinden yenik çıkmış olan Ordu , tüm yetersizliklere karşın başarı ve inançla mücadele etmiştir. Osmanlı Ordusu bütün bu şartlara rağmen tam 4 yıl 10 ayrı cephede aynı güçle savaşı sürdürmüştür. Zaten bunun içindir ki yorumcular Enver Paşa `yı Büyük Kumandan olarak değil, güçlü bir Ordu teşkilatçısı olarak değerlendirirler. Enver Paşa ülkeden ayrılmadan önce Sadrazam Ahmed İzzet Paşa `ya yazdığı mektupta kullandığı ifadeler, onun Azerbaycan `da müstakil bir Türk hükümeti kurmaya çalışacağı intibasını uyandırmaktaydı. Nitekim Kırım `da Berlin `e giden arkadaşlarından ayrılarak amcası Halil Paşa ve kardeşi Nuri Bey `in denetiminde bulunan Kafkasya `daki ordu birliklerine ulaşmak üzere oraya hareket etti. Ancak kayalara bindiren takanın batması sonucunda bunu gerçekleştiremediği gibi bölgedeki birliklerin etkisiz hale getirilerek kumanda heyetinin tutuklandığını öğrenince de Berlin `e gitmeye karar verdi. Nisan 1919`da Berlin `e gidip Babelsberg semtine yerleşti ve Almanya `da yeniden teşkilatlanmaya çalışan İttihat ve Terakki `nin faaliyetinde rol oynadı; ayrıca İngilizler `le de çeşitli pazarlıklarda bulundu, fakat bu alanda bir anlaşma sağlanamadı. Enver Paşa Talat Paşa ile birlikte 1919 Ağustos ayı sonunda Bolşevik liderlerinden Kari Radek `i tutuklu bulunduğu hücresinde ziyaret etti. Radek İttihat ve Terakki `nin bu iki liderini Moskova `ya davet etti. 10 Ekim 1919 tarihinde Mehmet Ali Sami takma adı ve Rusya `daki Türk Hilal `i Ahmar temsilcisi bir doktor kimliğiyle uçakla Berlin `den Moskova `ya hareket eden Enver Paşa , 13 Ekimde Königsberg `e ve 15 Ekim `de Shiaulai`ye (Litvanya ) vardı. Daha sonra Abeli`ye iniş yapan uçak yolcuları Litvanya yetkilileri tarafından göz altına alındılar ve Kaunas `sa gönderildiler. Enver Paşa , Orta Asya `da Enver Paşa Kaunas `taki hapishanede iki ay geçirdikten sonra tekrar Berlin `e döndü. Bu sırada hapisten çıkan Radek `in talebi üzerine bazı İttihat ve Terakki liderleri Moskova `ya hareket ettiler ve 27 Mayıs 1920 tarihinde burada buluştular. Berlin `de kalan Enver Paşa `da çeşitli temaslardan sonra bir Alman adına düzenlenmiş sahte belgelerle yola çıktı. Ancak bu uçağı yine zorunlu iniş yapınca tekrar yakalandı ve Riga hapishanesine götürüldü. Burada bir komünist, bir Alman yahudisi olarak muamele gören Enver Paşa tekrar serbest bırakıldı. 1920 Ağustos ayının başında üçüncü defa Berlin `i terk eden Enver Paşa Stettin, Königsberg , Mingskve Somalengk üzerinden 16 Ağustos tarihinde Moskova `ya ulaştı. Burada gayet iyi karşılandı ve Kremlin `in büyük duvarına bakan Sopiskaia Naberezhnaya semtindeki bir konuk evine yerleştirildi. Enver Paşa eski ittihatçı arkadaşları ve Orta Asya `dan gelen temsilcilerle görüştü. Ayrıca Çiçerin , Radek , Zinoiev ve Lenİn ile görüşmeler yaptı ve Sovyet -Alman temaslarında arabuluculuk görevini üstlendi. Berlin `den Moskova `ya gelmesinde yardımcı olan eski arkadaşı Hans von Seect`e yazdığı 25 ve 26 Ağustos tarihli iki mektuba göre, Troçki ve temsilcisi E.M. Skliansky`le yaptığı görüşmelerde Anadolu hareketine silah yardımında bulunulmasını istedi ve söz dahi aldı. islam İhtilal Cemiyetleri İttihadı adında bir örgüt kurdu. Enver Paşa 1-8 Eylül 1920 tarihinde Bakü `de gerçekleşen Doğu Halkları Kongresi`ne Libya , Tunus , Cezayir ve Fas`ı temsilen katıldı. Ankara hükümeti de kongrede İbrahim Tali (Öngören) tarafından temsil edildi. Ancak bu kongre önemli sonuçlar doğurmadı. Sovyetlerin ihtilalci grupları değil, Mustafa Kemal , Rıza Şah , Çang -Kay -Şek Emanullah Han gibi tarafsız liderlerin yönetimlerini destekleme kararları Enver Paşa `nın işini zorlaştırdı. Ekim 1920 başlarında yeniden Berlin `e döndü ve Lüksgrunewald semtine yerleşti. Daha sonra İsviçre `ye giden Enver Paşa burada Hakkı Paşa ile görüşerek Rusya `dan Anadolu `ya askeri yardım göndermek üzere bir gizli teşkilat kurmaya karar verdi. Komitede H. Von Seect`in eski yaveri binbaşı Fischer ve Alman harb bakanlığında askeri teçhizat sorumlusu yüzbaşı Kress`de bulunmaktaydı. Ancak Moskova `dan gerekli maddi yardım sağlanamadı. Halil Paşa `mn Enver Paşa `ya yazdığı 4 Kasım 1920 tarihli mektuba göre bu alandaki yeni taleplerde Karahan tarafından reddedildi. Enver Paşa 1921 Şubat` ı sonunda yeniden Moskovaya gitti ve burada Çiçerin ve yeni Ankara hükümeti temsilcisi Bekir Sami Bey `le çeşitli görüşmeler yaptı. 16 Temmuz 1921`de Mustafa Kemal Paşa `ya uzun bir mektup yazarak kendisinin faaliyetleri hakkındaki şikayetleri ve Anadolu Hareketine el koyma iddialarına karşı çıktı. 30 Temmuz `da Ankara `ya yönelik Yunan saldırısı başladığında Enver Paşa diğer İttihatçı liderlerle birlikte Anadolu `ya geçme fikriyle Batum `a gitti. Bu sırada Trabzon `daki Müdafaa -i Hukuk Cemiyeti `de onu destekliyordu. 5 Eylül `de burada yapılan ve Halk Şuralar Fırkası Toplantısı olarak ilan edilen İttihatçı toplantısında Ankara `daki T.B.M.M.`ne İttihatçı sürgünlerle soğuk ilişkilerin sona erdirilmesi içinde başvuruda bulunması kararlaştırıldı. Ancak Sakarya zaferi Enver Paşa `nın planlarının bir defa daha bütünüyle değişmesine yol açtı. Baku `yu terk eden Enver Paşa Tiflis , Aşkabat ve Merv `e uğradıktan sonda Ekim 1921 tarihinde kendisine refakat eden Teşkilat -ı Mahsusa eski liderlerinden Kuşçubaşı Hacı Sami ve diğer bazı İttihattçılarla birlikte Buhara `ya gitti.